16 Ocak 2018 Salı

THE HANDMAİD'S TALE



herkese iyi akşamlar. Beni uzun süredir instagram üzerinden takip edenler bilir hikayelerimde dizi,film, kitap tavsiyelerinde bulunurum. Ama bu diziyi yazmak istedim çünkü aklımda birçok madde var. Nerden başlasam bilmiyorum diziyi eleştirenlerdenim ben, o yüzden ilk olarak sinema anlamında beğendiğim yönlerinden bahsedip sonra diğer maddeleri sıralayabilirim.


önce kısaca konusundan bahsetmek gerekirse;
handmaid, old testament da gecer. bir nevi tasiyici anne olarak kullanilan dogurganlik potansiyeli yuksek kadinlara handmaid denir. The Handmaid’s Tale; kadınların neredeyse bütün haklarının elinden alındığı, sadece çocuk doğurmak ve hizmetçi olarak varlıklarını sürdürdükleri, erkeklerin egemen olduğu dindar bir kesim tarafından totaliter tarzda yönetilen bir ülkeyi anlatıyor. Dizi, distopik yapısıyla karanlık bir hikaye sunuyor.
Distopik bir gelecekte ABD’de rejimin değiştiği bu düzende, yakalanan muhalif kadınların bir kısmı ülkenin yüksek rütbeli kumandanlarına hizmetçi olarak verilir. Hizmetçi adı altında evlere dağıtılan bu kadınlardan beklenen asıl şey, evinde yaşadıkları kumandanlardan hamile kalıp mümkün olduğu kadar çok çocuk doğurmalarıdır. Fakat son yıllarda neredeyse sıfıra düşen doğum oranları, hamile kalmanın iyice zorlaştığını ortaya koymaktadır. Dizi, hizmetçi kadınlardan biri olan Offred’in hikayesinin etrafında şekilleniyor.

oyunculuk bir kere mükemmel. Dizinin o karanlık, soluk renkleri efsane sadece aşırı ağır ilerliyor ve psikolojik olarak çok ağır ben bu tür şeylerden etkilendiğim için sürekli atlayarak izledim bi kere konu başlı başına cinsellik ve doğurganlık bunun baskı ve zorla yaptırılması ise bir bayan olarak beni aşırı gerdi. blu tv telif koyduğu için sadece 1 hafta ücretsiz üyelikten faydalanıp sonra üyeliğimi iptal edip bir nefeste bitirdim. Ama ruh halimde maalesef hasar sinirlerim de yıpranmaya sebep oldu. İzleyenler kadına yapılan haksızlığı gördüğüm için böyle olduğunu düşünüyor muhtemelen, hayır. Onun da payı çok fazla ama benim kızdığım konular bambaşka. Evet dizi günümüzde olan bi durumdan bahsetmiş bu zaten ürkütücü fakat objektif olalım rica ediyorum.

öncelikle ben izlerken çok fazla eleştirdim din üzerinden bir karalama, dinlerin hakim olduğu bir toplumun sadece baskı ve eşitsizlik getirdiğini yansıtmış dizi. Ve hurafelerle dolu. Hiç din hakkında sempatisi olamayan biri izlerse muhtemelen dinin hakim olacağı bir topluma karşı fobi sahibi olur. Feminizm aşırı derece diziyi izlerken iliklerinizde dolaşıyor. Kadınlar yaratılış olarak duygusal ve zayıftır bunu kabul etmeyen dizinin sonunda luke gören moira bi baksın ama erkek bunu güç bende anlamında diye kullanamaz onunda merhametli olması takdire şayandır. Kadın toplumun temelinin olmazsa olmazıdır ama erkeğe gücünün yetmediği nokta da ihtiyacı vardır bunu acizlik olarak görenlere üzülüyorum sizin burada kimliğinize laf yok. Feminizm batının uydurduğu bir saçmalıktır. Lütfen kendinizi sorgulayın Allah bizi fıtratımızın dışına çıktığımızda kendimize en büyük zulmü yapacağımızla uyarıyor. Bunu önceden feminizme dair düşünceleri olan biri olarak söylüyorum. Zaten beni yücelten, haklarımı gözeten Allahu Teala tüm kadın koruma dernekleri bir araya gelse cenabı hakkın beni gözetip, iyiliğimi gözettiği kadar gözetemezler. Kadın, kadın kaldığında mutlu oluyor yükselip kariyerle yıprandığında değil. Elbette kadın okuyacak, bilgilenecek ve aktarıp kendini geliştirecek ama kimseyi ezerek değil yada her davul zurna da benim haklarım benim haklarım diyip tepinerek değil. Kadın toplumu yetiştirendir toplum bu haldeyse suçlusu kimdir? Kadına yapılan özgürlük propagandası üzerinde durulduğu kadar bugün toplumun ahlaksız ve adaletsizliği üzerinde durulsaydı şimdi güzel bir dünyayı inşa etmiştik. Bu sözlerimi lütfen yanlış yerlere çekmeyin dizi dediğim gibi kadına yapılan baskı noktasında çok yıpratıcı ama bununla beraber feminizm ateşini yakıp tutuşturan cinsten. Kadının hakları her zaman var ve her yerde hakim kimse kimseyi ezemez. Erkeğin buna kesinlikle hakkı yok bunu böyle bilip kavrayınca problemler etrafımızı sarmaz.

diğer bir konu eş cinsellik. Son zamanlarda bize yapılanı fark etmek çokta zor değil. İzlediğimiz filmler,diziler olsun normalleşiyor bu durum. Bunu kabul etmemizi istiyorlar doğru ve doğal karşılamamızı. Geçenlerde bir takipçim eş cinsellik ayıp mı diye sormuş nesi günah diye beni kınamış. İşte böyle böyle çıktı dünyanın çivisi böyle bir dünya da açlık susuzluk sefalet zulüm gibi dertlerimiz varken o kadar basit şeylere çeviriyorlar ki yönümüzü, unutun diyorlar,unutun. Afrika'dan, yada zulüm gören müslüman topraklarını anlatan kaç film kaç dizi izlediniz? Fıtrat karşı cinsine ilgi duyacak şekilde yaratılmıştır bunu insan, iradesine zayıf düşerek bozar. Tedavisi vardır. Bu şekilde helak olan kavimden Allahu teala ayetlerinde bahseder. Böyle bir düşünceyi destekleyen de onlardandır. Alışmayacağız.

hoşuma giden en güzel yönü ise bu sefer konu ABD nin yapmış olduğu bir zulümdü. Yani suçlu ABDydi bazı yabancı bloglar trump geldi bunlar yakın zamanda gerçekleşecek ABD özgür ve politik bir ülke olamaktan çıkacak diye yazmışlar. Biraz kendilerinin endişe duyan taraf olamaları beni çok sevindirdi. Çok fazla +18 olması ise beni rahatsız etti.
 Başkaldırınca bir şeyler mümkün, toplanın birlik olun mesajını 10. bölümde çok güzel vermiş. MÜZİKLER OLAY... En saçma bulduğum şey ise damızlık kızlar kıymetli olması gereken yerde ezilen olması. ????
diziye dönecek olursak atlayarak izlemekten çok fazla bir şey anlamasam da havası beni çok etkiledi sadece bir söz söylemek için 2-3 dk beklemeleri dışında sinema anlamında aşırı başarılı. Ben genel olarak eleştirenlerdenim. Siz olmasanız da olur. 

https://www.youtube.com/watch?v=q2euRX1eD1o


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder