5 Mart 2019 Salı

mesele-çözüm

Bilinmeyenin içine düşünce kafamız sarsılır başımız ağrır her şey soluk gelmeye sorgulanmaya başlar. Bu belirtilerden her hangi biriyle karşılaştıysanız acilen doktora gitmelisiniz ama bir gönül doktoruna doğru tahkiki yapıp, ömürlük reçete verecek olan bir doktora.
Geçenlerde bir anket yaptım bu anketi aslında sayımızı öğrenmek için yaptım çok değil bir 10 sene de nasıl bu kadar değiştik anlamak için yaptım. Kendimize soru sormayalı bilinmeyene kapıları sonuna kadar açalı hayli zaman geçti.. zaman, bir dozer gibi ezdi de geçti.. Değerlerimiz, manevi huzurumuzu süpürdüler fark etmeden kıyameti yaklaştırdık size de geliyor mu bilmiyorum bir kapana kısılmış, olayları izleyen ama müdahale edemeyen insan çaresizliği.
 Veda hutbesini birçok kez okumuşumdur fakat şuan anlıyorum kuran ve sünnete bağlanmanın kafesten tek çıkış olduğunu daha ne kadar kötüye gidebilir ki dedikçe daha kötüye gitmesi cabası.
E ne yapacağız yazmaya kalksak sayfalar dolup, taşar gelin biz oyalanmanın ötesine geçelim yani bildiğimizle amel edelim şu mübarek üç aylar arefesinde bilinmeyenden sıyrılalım, bilinene yolculuk edelim.
 Ben elhamdulillah çok şanslıyım çünkü çok güzel bir hizmet ortamında evimden işime ,işimden evime yürüyerek gidip geliyorum şehrin içinde yer almıyoruz en büyük artımız bu sanırım hele bir İstanbul içine gidelim büyük bir yorgunluk siniyor üzerime toplu taşımayı ciddi anlamda kaldıramıyorum bunun sebebi inkas, hal sirayeti aslında belki o gün dinlenmiş dinç kalktınız ama insanlar sizi bir ruh emici gibi emip, sömürüyor bu da bizi sorgulamaktan bir adım geri atıyor çünkü atıf insan ilerleyemez. Gelelim ayet-i kerimeye ''salihlerle beraber olun..'' salih olun denilmiyor bakın, salihlerle beraber olun eee nerede bu salihler? bazen kitaplarda bazen aradığınızda ve dua ettiğinizde niyetinizin karşılığı olarak hemen yanınızda. Yeter ki istemeyeli bilelim gönül iklimimizi bahar tutalım erguvan ağaçları gibi huzur yayalım sürekli şikayet eden, hayatından memnuniyetsiz insanlara bir tık mesafe koyalım mesafeden zarar gelmez kimse kırılmadan incinmeden olay yerinden uzaklaşalım. Bazı kullar kendi enerjilerini kendileri üretir karşısındakine de kendisine de yeter bir sohbet halkası, kitap dostu, ya da hatim arkadaşlığı hele ki ictimai beraberliğe gayret edersek göreceğiz ki kazanacağız.

Bir diğer noktamız Rasulullah efendimizi sevip tanımak çünkü o susuzların pınarı görevini görür hayatını öğrenmek, okumak, ona dair bir şeyler dinlemek sizi çölde su bulmuşa çevirir çünkü seven sevilir. Seven sevdiğine benzemeye çalışır bir boyut atlarsınız renkler bile başka güzel gelir gözünüze hafta da 1 saat bile ondan bahsedeceğiniz kaliteli sohbetleriniz olursa hayatınıza eşlik etmeye başlar enerjisi o kadar ulvi ki anlatmak için kelime tıkanıyor fakat her alanda şeksiz şüphesiz dahil etmek ama... cümlesini bir kenara bırakmak önceliğimiz. Efendimizi kendimiz için sevmeliyiz o okyanus ise bizde okyanusun balığıyız gibi düşünün. Dünyaya bir kere gelmişsiniz onun gönül ikliminden yararlanamamak tam olarak nasipsizlik.. (kitap tavsiyesi salih suruç efendizin hayatı1-2, Muhammet Emin Yıldırım/ efendimizi sahabe gibi sevmek, sahabe iklimi1-2, Necip Fazıl Kısakürek/ çöle inen nur,Osman Nuri Topbaş / efendimiz Hz Muhammet Mustafa devamı eklenecektir ayrıca blogdaki Hasan gibi sevmek yazısını okumanızı tavsiye ederim)

helal gıda. Asıl sorunun temel yapı taşı... mutfaklar dışarıya taşınmışken yediğimiz lokma kırk gün midemizden çıkmıyorken ''ibadet yapmaya üşeniyorum'' yadırganacak bir cümle değil dünyanın alma- tüketme hızını durdurmak mümkün değil fakat elbette farkındalık oluşturabiliriz bir kere manevi durumu geçtim maddi olarak yeme-içme parasını biriktirince neler olacağını bir hesaplayın rahat bir ülke gezmek için para birikir, eğitimini almak istediğiniz dil kursuna, özel eğitmene yeter o para. Ne yediğinizi bilirsiniz az yemeyi de ekledik mi durum fevkaledenin fevkine ulaşır çünkü yemek daima ağırlık yapan, zihni zinde tutmanın önüne geçen bir faktör bunu sağlıklı yaşam değil, ibadetime ruh vermek için yapmakta mühim ameller niyetlere göre cereyan eder ve işler bir nebze de olsa yoluna girer hayatımda en fazla ibadete , kalbi yumuşaklığa ve iradeli olmama (irade terbiyesi kitabını okumalısınız yemek bahsi çok güzel açıklanmış) sebep olan durum, yemeği azaltmakla beraber ayyuka çıktı o yüzden helal gıdanın altını çokça çiziyorum bedenini doyuran insan ruhunu açlıkla beraber öldürdüğü için nefis her geçen gün dev bir obura dönüşüyor. Her gün İstanbul'da 3 ton hınzır eti kesiliyor kim yiyor müslüman ülkesinde bu hayvanın etini gayr-i müslimler mi? Bu konuda bilinçlenmek adına şu belgesellere lütfen bakınız sonra devam edelim: that sugar, cooked (2. bölümden itibaren), food choices, rotten

yazının devamı gelecek ve eklemelerle genişleyecektir sevgiler...

fikir, görüş tavsiyeler için iletişim; koyusiyahli@gmail.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder