ben şair değilim çünkü benim ellerim şiir gibi ince değil ve yüreğim yaslı… şairin gözleri nemli,yüreği diri olur. bir elinde papatya diğer elinde kalem tutmak nazlı durur… başım önümde olmaz ki benim hem onun dışında hep gülerim ama bilirler ki şairler hüzün ceketlidir severler,yazarlar çizerler üstüne çay veya su içerler. üstelik çayı da sevmem uzun uzun dalıp düşünmem birini sevmek zevkse onlar için, bu bir utançtır benim için. şairlerin ilham kaynağı Cenab-ı haktır çünkü şiir peygambere gelen vahiyle aynı yolu paylaşır ben, ben ondan da uzağım koca bir karanlık tenha da tuzağım.. ben şair değilim… bilirim ki şairler şiirleri yazarken satırları ağlatır gerektiğinde uzakları dimağında düğüm düğüm bağlatır kuşlar ve gök haberleşme aracıdır onlar için ama ben inadım yüzünden aksiliğe dönmüşüm yüzümü ve kuşlara yüklemişim hüznümü… her şey bir dağın zirvesi kadar ürkütücü dururken, şair dağın ürkütücü yanı olur insanları dinlerken yüreği şiirli olur. onlar sinirlenmez, şiirlenir üzgün olmaz, hüzünlenir çareleri tükenmez, kalemle kenetlenir ama ben susarım ya da nefretimi soğuk yüzlere kusarım… kelimeleri oldukça yalın, patavatsız ve düzensiz kullanırım onlar ’sözü yormadan’ getirirler dize, dizelerin hepsi birimize! ben şair değilim… çünkü seni yazamadım henüz bir yurdum olmadı, hıçkıra hıçkıra ağlayamadım henüz onları dakikalara paylaştıramadım seni alıp buralardan uzaklaştıramadım yazdım ama hepsi yalan yazdım ama sen satır aralarında dolan… yazdım belki kahırlı şüpheli bunlar geride kalan ben şair değilim dizime uzan! /20.04.2013
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder